Gazozuna yapılan mahalle maçlarına yetişemedik ne yazık ki. Her maçtan sonra içilen ya kola oldu ya da Sprite. Esasında bunun sebebi şehrimizin bir gazozu olmamasıydı belki de. Zira 90’lardan söz ediyoruz, ortada bir gazoz olsa eminim maç sonu içilen onlar olurdu. Geçenlerde baya küçük olduğum bir fotoğrafımı gördüm. Ben 3-4 yaşlarında, Murat Eray da ilkokula yeni başlamış ya da başlamak üzere, kocaman bir Coca-Cola şişesi tutuyor elinde. Yani ortada hüzünlü bir durum var aslında, her şehrin bir gazozu varken, neden bizim şehrimize ait bir gazoz yok? Halbuki eski fotoğraflarda elde tutulan daima bir gazoz olmuştur! Fena halde kafamı takmış bulunuyorum bu duruma. Araştırmalarda bir şeye rastlamadım ama acaba çok eskilerde üretilmiş bir şeyler var mıdır? Coca-Cola’nın Türkiye pazarına 1960’larda girdiğini düşünürsek elbet bir şeyler olmalı, belki komşu şehirlerden geliyordur, bilemedim.

Neyse konumuza dönelim. Uzun süredir yazmak istediğim bir konuydu gazozlar. Ancak üşengeçlik alanında yüksek tahsil yaptığım için erteledim de erteledim, bu sitenin açılmasından bile önce yazmayı düşünüyordum ama kısmet yeni yılın bu soğuk gününeymiş.

Öncelikle bulabildiğim ve koleksiyonunu yaptığım Anadolu Gazozları’nı yazmayı planlamıştım. Ancak dayanamayıp içtiğim ve kenara not etmediğim için tadını unuttuğum gazozlar oldu. Tabi yazmak için bunları tekrar temin etmek gerekti. Malum özellikle Anadolu Gazozları pek kolay bulunmuyor. Böyle olunca iyice gecikti. Daha sonra bu yazıyı iki bölümde yayınlamanın daha iyi olacağına karar verdim. Böylelikle yeni gazozlar bulmak için biraz daha zamanım olacak.

İlk bölüm öyle ya da böyle hayatımızda önemli bir yer kaplamış olan yabancı gazozlar ile yerellikten çıkıp Türkiye’nin her yerinde rahatlıkla ulaşılabilen markalar hakkında olacak. Bu markalar tahmin edileceği üzere Uludağ Gazozu, Niğde Gazozu ve Çamlıca Gazozu.

Gazozlar esasında kültürümüze ait önemli miraslar. Tamamen öz imalat ile yapılan onlarca marka var Anadolu’da. Cumhuriyet sonrası Türkiye çapındaki gazoz markaları yüzlerle ifade ediliyormuş. Bırakın her şehrin kendine ait gazozu olmasını, her ilçenin kendine has üretimi bulunuyormuş. Günümüzde eskisi kadar olmasa da hali hazırda birçok gazoza ulaşmak mümkün.

Yabancı gazozları karşılaştırırken hepsinin küçük cam şişesini denemeyi istemiştim. Çünkü açık ara her içeceğin en lezzetlisi cam şişelerde oluyor. Plastik şişeler özellikle bekledikçe içeceklerin tadını bozuyor. Niğde, Çamlıca ve Uludağ gazozları hali hazırda cam şişeye ağırlık vermiş durumda. Sprite ve Fruko’nun da cam şişeleri mevcut, ne yazık ki 7 Up ve Sen Sun cam şişe üretimi yapmıyor. Aynı şey tenekelerde de geçerli. Bu sefer 7 Up üretimini  bulabiliyoruz ama Sen Sun’un litrelik şişeleri hariç bir üretimi bulunmuyor. Bu yüzden tatlarında farklılık yaratmamak adına yabancı gazozların hepsini litrelik şişelerden tadacağım. Bu arada başlamadan belirtmeliyim ki yapacağım değerlendirmeler tamamen subjektif kriterler ve yaşanmışlıklar çerçevesinde olacaktır, bir genelleme iddiası taşımamaktadır. Herkesin bana kulak asmak yerine damak keyfine göre bir sıralama yapması daha yerinde olacaktır.

litrelikler

Sprite

Yabancı gazozlar içerisinde Türkiye’de en bilineni açık ara Sprite’tır. Bir Coca-Cola şirketler grubu ürünü olan Sprite 1960’larda ABD’de 7 UP’a karşı üretime başlamış ve yıllar içinde tüm dünyada sektörün lideri haline gelmiştir. “Susuzluk her şeydir.” sloganıyla Türkiye’de oldukça önemli bir yere sahip. Özellikle çocukluk yıllarımdan hatırladığım reklamları (Grant Hill) ve sponsorlukları (Basketbolcu ve NBA) Sprite’ı hep basketbol ile anımsatır. Reklamlardan etkilenme sonucu olacak herhalde, her futbol maçı sonrası kola içerken, basketbol sonrası rotamız Sprite olurdu. Ayrıca kampüste yapılan Streetball turnuvalarına sponsor olması nedeniyle de benim gözümde oldukça sempatik bir yere sahip.

Sprite baskın olmayan limon aromasıyla damakta oldukça güzel bir tat bırakıyor. Ancak yine de eski tadı günümüzdeki tadıyla birebir aynı değil. Eskiden, -ki eskiden dediğim en azından bir 10-15 yıl öncesine dayanıyor- içerken daha lezzetli olduğu konusunda bir fikre sahibim. Bunun sebebi içeriğinde yapılan minik değişiklikle açıklanabilir belki. Aynı aileden gelse de içeriğe katılan lime tadında bir farklılık yaratmış. Değişen logosu da limon ve limeın aynı anda kullanıldığını vurguluyor. Ancak tadındaki hafiflikle ve hatırlattıklarıyla benim için her zaman özel bir yerde kalacağı kesin. Unutmadan şunu da eklemek isterim; yurt dışında satılan Sprite ürünlerinde limon tadı oldukça baskın, dünyanın farklı ülkelerinde içtiğim Sprite’ların hemen hemen hepsinde benzer durumun olduğunu gördüm. Hatta bazı ülkelerde direkt limonata olarak bilinmesinin sebebi de bu baskın tat sanırım. Benim fikrime gelecek olursak o versiyonları hiç lezzetli değil.

Seven Up / 7 Up

Seven Up ülkemizde 1990’larla beraber giriş yapsa da tarihi oldukça eskilere dayanıyor. ABD’de kendi adıyla dağıtılan gazoz Türkiye ve dünyada Pepsi Co. adı altında dağıtılıyor. Türkiye’nin aksine yurt dışında Sprite’a karşı daha güçlü bir rakip olduğunu söyleyebiliriz.

Seven Up da Sprite gibi benim için çok özel bir yere sahip. Cool Spot’ı hatırlayan var mı? Bu güneş gözlüklü karizmatik şey bir bilgisayar oyunu kahramanıydı, oyunda tabii ki 7 Up’ın parmağı vardı. Kahramanımız baloncuklar fırlatarak karşısına çıkan düşmanları alt ederdi. Çocukken bu oyunda saatler geçirir bir yandan Seven Up içerdim. Sprite karşısında Seven Up’ı tutmamın sebebi bu sevimli kahramandan başkası değildi.

2370477-genesis_coolspot

Seven Up’ın içtikten sonra çoğalan bir tadı var. Gazoz boğazınızdan geçtikten sonra tadı ağzınızda kalmaya devam ediyor. Hafif bir limon tadı ve kokusu olsa da içindeki baloncuklarla beraber diğer gazozlara göre daha keyifli bir içim sağlıyor. Küçükken Seven Up’ın bugün tekrar canlanan 25 ml’lik küçük tenekelerde satıldığını hatırlıyorum. Oldukça sevimli gelirdi ve sıkça içerdik. Ancak sonra bir şey oldu ve yaklaşık 10 yıl Seven Up’ı ne gördüm, ne de içen birini duydum. Belki yaşadığı bir kriz sonrası Anadolu’nun küçük şehirlerinden ayrılmıştır. Seven Up ile kopan bağımız üniversite için Ankara’ya geldikten çok sonra başladı. Dolayısıyla küçükken aldığım lezzeti bugün hatırlamam mümkün değil. Ama zihnimde yer eden küçük tenekeleri ve inanılmaz zevk alarak oynadığım Cool Spot oyunu Seven Up’ı benim için vazgeçilmez bir noktaya katıyor. Tat olarak kendisini Sprite’tan bir adım öne koymakta sakınca görmüyorum.

Fruko Gazoz

Çocukluğumuzun “On bin yüz milyon baloncuk”lu Fruko’su aslında pek de yabancı sayılmaz, ya da sayılamazdı hakları Tamek tarafından Pepsi Co.’ya satılana kadar. Üretimi 1970’lere dayanan Fruko hafızalarda kalan baloncuk reklamıyla oldukça çocuklar arasında oldukça sevimli bir yere sahipti. 2002 yılında Pepsi’ye satılan şirket aynı isim ve formül ile üretilmeye devam ediyor.

Fruko karışık meyve aromasını “Portakal, Bergamot ve Ağaç Çileği”nden alıyor. Özellikle kokusuyla sizi içmeden büyüleyebilir. Bu açıdan bakıldığında Sprite ve Seven Up’tan bir adım önde. Ağızda bıraktığı lezzetli tat da cabası. İnternette okuduğum yorumlar tadının zaman içinde kötüye doğru gittiğini, buna enerjisinin azaltılmış olmasının yol açtığı söyleniyor. Enerjisinin azaltılmış olmasının sebebi de kendisinin enerji içecekleri kategorisine dahil edilmesi. İlgili içeceklerin enerjilerinin azaltılması için çıkarılan bir yasa sonucu bu durum zorunlu tutulmuş. Konunun detaylarını, Fruko’nun neden enerji içecekleri kategorisine alındığını bilemiyorum ancak ortada ilginç bir durum var tabi.

Sen Sun Gazoz

“Sen Sun Biz İçelim” -Evet ‘SenSan’ değil, Sen Sun olacak- 1970’lerde İzmir’de üretilmeye başlamış, ilk yıllarda Limon aromalı olan gazoz daha sonra karışık meyve aromalı olarak üretilmeye devam etmiş. Tabii ki bir Coca-Cola klasiği olarak “gizli tarif” kendisini Sen Sun’da da gösteriyor. Benim kendisiyle tanışmam ortaokul yıllarına dayanıyor. Okul kantininde kolanın yarı fiyatına satılmasıyla beraber birden gündeme bomba gibi düşmüştü, devam eden birkaç yıl daha raflarda yerini almıştı. O günden sonra onu tekrar raflarda gördüğüm birkaç ay öncesine kadar bir daha hiç haberim olmadı kendisinden. Muhtemelen bir süreliğine üretimine ara vermiş olmalı.

Bugün satılan litrelik şişelerin üstünde yepyeni tat demesi eski tadının değiştiğini gösteriyor. Ayrıca enerjisiz yapılması içindeki şekerin yerini tatlandırıcıların alması sonucunu doğurmuş. Açıkçası ana maddesi su ve şeker olan bir gazozun “light” olarak sunulması bana oldukça yanlış geliyor. Şirket kullanılan formülü gizli tutsa da arkada bir yerlerde frambuaz aroması kendisini belli ediyor. Bununla beraber kokusunda muzun izlerini taşıyor. Ancak ne kokusu, ne de tadı benim ortaokul yıllarımdan hatırladığım tat değil, kesinlikle değişmiş ve bu iyi yönde olmamış. Eski Sen Sun Fruko Gazozu’na benzer bir tada sahipti. Ancak yeni Sen Sun açık ara farklı bir şey. Ne tadı, ne kokusu güzel değil. Şöyle bir eski günleri yad edeyim dediğinizde hayal kırıklığına uğramak kaçınılmaz.

Uludağ Gazozu

Mehmet Hakkı Erbak’ın 1930 yılında kurduğu, bugün Bursa ilinin medar-ı iftiharı Uludağ Gazozu’nun iki farklı şişesi piyasada bulunuyor. Bunlardan birincisi efsane olarak nitelendirilen şeffaf şişede satılan ürün, diğeri de yeşil ambalajlı litrelik ürünler. Açıkçası yeşil ambalajlı ürünü hiç denemedim. Tadı aynı mı değil mi bilmiyorum, bilen varsa ekleyiversin şuraya.

Uludağ Gazozu Anadolu Gazozları arasında en bilinenlerin ve en sevilenlerin başında geliyor. Ayrıca tarihinin 1930’lara kadar dayanması kadar güzel bir şey olamaz. Çamlıca’nın başına gelenin Uludağ’ın başına gelmemesine çok seviniyorum, markayı hala kurucu ailenin yönetmesi oldukça keyifli.

efsaneuludag

Başına “Efsane” koydukları Uludağ Gazozu’nun karışık meyve aroması ve formülü ailenin içinde nesillerdir sır olarak saklanıyor. Anadolu Gazozlarının bir güzel yanı da üretildikleri yörenin suyunun doğrudan tadına etki etmesi. Bu yüzden aynı meyve aromalarının kullanıldığı gazozlar damakta farklı bir lezzet bırakabiliyor. Uludağ Gazozu’nu gerçekten seviyorum, içmesi keyif veriyor, şişesi de gerçekten orjinal ve güzel. Kokusu çok güzel ve içmek için sabırsızlandırıyor. Tadına da gerçekten diyecek yok.

Benim takıldığım nokta son zamanlardaki reklam kampanyalarında kullandıkları “Gazoz Olma, Efsane Ol” sloganları ve şişelerinde yer almayan bilgilendirme yazıları. Açıkçası bu durum benim gözümde markanın değerini düşürüyor. Bir markaya “efsane” lakabını tabii ki tüketicileri koyar, bunu markanın bir parçası yapmak ve reklam kampanyasıyla ön plana çıkarmak Anadolu insanının alçak gönüllüğünü yansıtmıyor. Her şeye rağmen demek istemiyordum halbuki, ama maalesef durum böyle. Tabi bu durum tadından ve lezzetinden bir şey kaybettiriyor değil. Unutmadan gazoz Türkiye sınırlarını çoktan aştı ve yurt dışında bile bulunabilen bir hal aldı. Youtube’da tadım videolarına bile denk gelebilirsiniz. Tabi elin ecnebisi ne anlar gazozdan, “meyveli sodaya benziyor” gibi bir yakıştırmaya rastlayabilirsiniz, dikkat.

Niğde Gazozu

Niğde Gazozu’nun tarihi de oldukça eskiye dayanıyor. 1962 yılında İsmet Olcay tarafından kurulan şirket bugün aynı aile tarafından yönetilmeye devam ediyor. 2000’lerle beraber dağıtım tüm Türkiye’nin yanında yurt dışına da başlamış. Aile şirketlerinin geleneklerini devam ettirmesi çok güzel. Özellikle bu sektörde hemen hemen aynı hikayelerle karşılaşıyoruz, böylelikle kaybolmaya yüz tutmuş tatlar yeniden gün yüzüne çıkıyor.

Niğde Gazozu ile tanışmam çok eskilere dayanmıyor. Onu ilk defa üniversite için geldiğim Ankara’da içmiştim. O zamanlar her yerde bulamıyorduk ama bulduğumuz zaman şurada Niğde Gazozu satılıyor diye hemen birbirimize haber veriyorduk.

nigde

Niğde Gazozu’na enfes tadını veren aromanın altında frambuaz gizli. Koku ve tat olarak Uludağ ile benzerlikler gösterdiğini söylemek mümkün. Hatta şahsi kanaatim ilk yudumdaki tadının ve içim sonrası ağızda kalan tadın Uludağ Gazozu’ndan daha iyi olduğu yönünde. Kullanılan “gerçek” şekerin gazozun tadına yaptığı etkiyi çok net bir şekilde anlayabiliyoruz. Yapaylıktan uzak tadıyla tıpkı Uludağ gibi Anadolu Gazozları arasında çok önemli bir yerde duruyor.

Çamlıca Gazozu

1946 yılında Nazif ve Ekrem Erkli tarafından kurulan İstanbul merkezli Çamlıca Gazozu 2000’lerde el değiştirmiş ve Ülker Grubuna satılmıştır. Açıkçası çikolata ve bisküvi piyasasındaki bir aktörün gazoz işine girmesi beni hiç mutlu etmiyor. Unutmadan, bir Cola Turka vardı, sahi ne oldu ona? Sanırım Ülker bu markaya yeteri kadar değer vermiyor olacak ki  15 yıl önce harika olarak nitelendirilen bu gazoz şimdilerde oldukça kötü olarak nitelendiriliyor.

camlica

Limon aromasına sahip Çamlıca birçok açıdan hayal kırıklığı ile dolu. Geçmişine dair tat izlenimlerim yok. Ama yazıları okuyunca eski tadını çok merak ettim doğrusu. İçeriğinde yazılı olan şeker veya glukoz-fruktoz şurubu ibaresi gazozun doğasına ters bir durum. Tadındaki yapaylık buradan geliyor olsa gerek. Kokusu oldukça yoğun ve ağır, limon, hatta ekşi lime kokusu geliyor. Tadı gazozların dengesinden oldukça uzak. Güzel bir içime sahip değil, limonun baskınlığı rahatsız ediyor. Yukarıda yurt dışındaki Sprite’ların limonunun oldukça baskın olduğunu ve bunun içimi zorlaştırdığını yazmıştım. Çamlıca’nın tadı da aynen böyle. Gazoz içmek normalde beni mutlu eder ama Çamlıca içerken mutlu olmuyorum, demek ki yanlış olan bir şeyler var. Bu durum geçmişteki Çamlıca’nın tadını daha da merak etmeme yol açıyor. Ne yazık ki o tada bugün ulaşmak mümkün değil, bugünkü Çamlıca’nın da o günleri hissettirmesinin mümkün olmadığı gibi.

Yabancı Gazozlar Sıralaması

1- Fruko

2- 7 Up / Sprite

8- Sen Sun

Anadolu Gazozları Sıralaması

1- Niğde Gazozu

2- Uludağ Gazozu

10- Çamlıca Gazozu

Karışık Sıralama

12- Çamlıca Gazozu

14- Sen Sun

Tabii ki aromalarının farklılığıyla beraber beğeniler de kişilere göre değişebilir. Frambuaz aromasıyla limon aromasını aynı listeye koymak doğru olmayabilir fakat dediğim gibi bu tamamen kişisel bir değerlendirme.

Böylelikle ne zamandır yazmayı istediğim gazoz konusunda bir giriş yapmış oldum. Bu girişten sonra ikinci bölümde “Anadolunun Kayıp Gazozları”nı yazmaya gayret edeceğim. Gazoz biriktirmek ve içmek benim için oldukça keyifli, bu tecrübeleri paylaşmak da aynı şekilde keyif veriyor. Ama kim bilir ne zaman gelecek bu yazının devamı. Aşağıya spoiler mahiyetinde birkaç fotoğraf koyuyorum ki beklentiler büyüsün.

Unutmadan bu yazı vesilesiyle çocukken şişe kola, fanta ve sprite’ın yıldızlı kapaklarını bulup bedava kazanmak için kampüsü didik didik edip gazoz kapağı aradığımız, almadan önce şişeyi evirip çevirip kapağın altındaki yıldızları ve bedavayı görmeye çalıştığımız ve bunlarla yetinmeyip yurttaki üniversiteli abiler/ablalardan kapaklar istediğimiz sevgili dostlarıma selam olsun!

nesen ankara     akhisar     ufuk